5 Mart 2012 Pazartesi

Amy Winehouse


Son yıllarda hiç kimsenin ölümüne bu kadar üzüldüğümü ve kendimi yıprattığımı bilmiyorum. Çok net hatırlıyorum, 2011 Temmuz ayının sonlarında, ben çizim yapmaktan kör olma derecesine geldiğim sıralar evdekiler tatilde bende manik depresyonlar yaşarken bu olay gerçekleşmişti. İlk olarak telefonuma gelen mesaj şu olmuştu ; ''Olum senin ki ölmüş resmen''. Bu mesajı eşleştireceğim tek insanın Amy olduğunu bildiğim için inanmak istemedim ilk olarak. Kanım çekilmişti bir anda ve olayın soğukluğu ile bunun da türk basınının beyin fakiri habercilerinin ortaya koyduğu asılsız bir haber olduğunu düşünmeye çalışıyordum. Hatta bununla o kadar yüzleşemezdim ki, ölmemiştir ; büyük ihtimalle komaya falan girmiştir, iki güne iyileşir gibi tuhaf ve çıkmazda olan senaryolar üretiyordum. Ardından TMZ'e ve Facebook'a girdiğim de ister istemez yüzleşmiştim bu durumla.

Başlarda, onun sesinden tekrar yeni şarkılar ve röportajlar duyamayacak olsam da, bunun bencilce bir düşünce olduğunun farkına varmaya başladım. O bu dünyada mutlu değildi, istediği hiçbir şey yolunda gitmiyordu ve hayatı, etrafında ki şeytanları kovalamakla geçiyordu. Özellikle o amınoğlu sevgilisi Blake, onun bütün günahlarını üstlenmeye mahkumdu. Evet, Amy'nin mutsuzluğa ve ölüme olan ilgisi varolduğundan bu yana geçerli olan bi durumdu ancak Blake gibi iradesiz, piç bi herifin onun hayatına girip, bunca acıyı ve eziyeti ona yaşatıp sonunda onu hayattan postalamasını hazmedemiyorum. 21. yüzyılın en sağlam Jazz solistinin bu denli acı ölümünü herhangi bir insanda kolaylıkla hazmedemez sanırım. Çok sevilmedi yaşadığı süre boyunca, götünü açıp kendisini pazarlamadığı için sevilmedi. Doğru insan olup, fazlasıyla özgür olduğu için sevilmedi. Ama o Grammy'e sarhoş çıkıp, konserde hayranını dövecek kadar da aşık olunası bi kadın oldu hep. Kimse sevmesin zaten onu, lüzum yok.

Tek şikayetim ; zaten yeterince tahammül edemediğim bu hayat, onsuz hiçbir şekilde cazip gelmiyor artık. Müziği bıraksaydı, uyuşturucuya devam etseydi ama ölmeseydi. Onun hala yaşadığını bilmek bile bazı şeyler için iyi hissetmemi sağlayabilirdi ama yok. Yok ve o şu an huzurlu. Sorumsuz ve iğrenç ailesi, orospu çocuğu sevgilisi ve sebepsiz & bilinçsizce üzerine gelen milyonlarca insandan uzakta, tamamen iyi bir durumda olduğuna inancım sonsuz.

                                
                                       Bayılıyorum bu siktirin gidin tavırlarına

                              
                                    Bu saça laf edenlerin annelerine selamlarım var

                             
                             Blake ibnesi var diye koymayı düşünmüyordum ama Amy..

                                                

2 yorum:

  1. Aynı hisleri Whitney Houston için hissettim.Böylesine güçlü seslerin artık aramızda olmaması,onlardan yeni bir şeyler duyamayacak olmak insana dokuyor.

    YanıtlaSil