10 Aralık 2011 Cumartesi

Bildirim Lağımı

Sen, evet sen ! Sosyal paylaşım sitelerinde, her saniyesini bulunduğu yeri etiketlemek ile geçiren o çük beyinli. Senden bahsediyorum. Bugüne kadar yaptıkların, anasayfalarımızın amına koyduğun yetmezmiş gibi bir de, bana hakkında yazı da yazdırıyorsun ya, ne diyebilirim ki. Facebook'un pislik değişimlerinden bir tanesinin daha yol açtığı, ülkemiz başta olmak üzere küresel olarak geniş bir sorun haline gelen bu 'bulunduğun yeri bildirme' özelliği, facebook ve twitter gibi iki önemli sosyal paylaşım sitelerinin önde gelen özelliklerine eklendi ekleneli, anasayfaya bakmaz oldum ey dostlar. Özellik hoş, amma velakin kullanmasını bilene. Hani, artık öyle bir duruma gelelim ki, birşeyin ağzına sıçmadan ve bokunu çıkarmadan, uzun vadede tadını çıkaralım. Ama kimlerden, nasıl beklentiler içerisine giriyorum. Hata ben ve benim gibi düşünenlerde şu durumda.

Henüz, birkaç ay öncesine kadar böyle bir özellik yok iken, insanlar sadece şehirler ve ülkeler arası seyahatlerini, kısa ve net bir şekilde belirtirken, o gelişmiş özelliğin web sitelere eklenmesi sonrasında ; o masum, kısa ve öz olan yer bildirimlerinin tecavüze uğraması kaçınılmaz bir hal almıştı. Bu özelliğin bokunu çıkararak, defalarca ve defalarca, insanlara birşeyleri kanıtlamak kaygısı ile belirtilen o yer imleri... allam naptık biz ya ? naptıkta bu şekilde cezalandırıyorsun bizleri ? Höff, neyse. Bu özelliğin dibine vuranların bundan ne tür bir zevk aldıklarını ciddi şekilde, birinci ağızlardan duymak istiyorum. Hayır, bunu yapmak nasıl bir hoşnutluk verebilir ki insana ? bir kere yaparsın okay, ikincisi de aynı şekilde, üçüncü de neyse dersin ve sınırı koyarsın ama öyle insanlar tanıdım ki, gün içerisinde 28 bildirimde bulunuyorlar. Buna yapmaya, onları zorlayan durum neyse bana yönlendirin, çıktığı yere geri göndereceğim. Buna vakit bulabilmeleri ne kadar güzel bir şans öyle değil mi ? İnsanların günlük rutinleri yeterince yorucu bir tempoya sahip olmasına karşın bu insanların her adımlarını, listelerinde ki insanlara belirtmelerinde ve bunu yaparken duydukları heyecanlarında ki durumun garipliğini görebiliyor musunuz ? Ben göremiyorum mk, görebilen var ise derhal belirtsin, bilinçlenelim.

Az önce şahit oldum mesela. Listemde ki çocuğun teki hastalanmış, acile kaldırılmış ve resmen öte ki tarafın ışığını az da olsa görmesine rağmen, sıkılmadan üşenmeden anında bunu facebook üzerinden bildirmiş donkişot. İletiyi aynen alıntılıyorum ; ''- Acil :(((:(::(''.. Gelen yorumlar, vaziyetin ortada olmasının getirdiği komiklikten de öte bir hava katmış olaya, farklı bir boyut kazandırmış. Orospu çocuğunun bildirimine gelen yorumlar ise aynen şu şekilde ; 'Aa sabah birşeyin yoktu ama ? :((, olum noldu lan ?, canım umarım en kısa zamanda iyileşirsin, ayten teyzem sana iyi bakmıyor mu ya :(((((' Ayten teyze muhtemelen o esnada, geberip gitsin domuzun dölü diye dualar ediyordur bana kalırsa. Lan bok yiyenin evladı, bacağı, kalçadan ayağa yemek üzeresin hala bir iş, birşeyleri kanıtlayıp dikkat çekme çabasındasın. Ne yaşadın aşağılık kompleksli ? Her neyse. Aynı çocuk, hala acilde olmasına karşın dakikalar sonra, yine içerisinde bulunduğu durumu umursamadan, aşk acısı konulu o can alıcı, beyin sikici parçalardan bir tanesini paylaşmaktanda alıkoymuyor kendisini. Küfür etmiycem, etmiycem, etmem için bir sebep yok. Titriyorum, biri kahve getirsin bana..

Keşke sadece bu, doğarken kafasını annesinin vajinasına defalarca vurmuş olan arkadaşımızdan ibaret olsa. Allah kahretsin ki bununla sınırlı değil. Örneğin, bir kız arkadaşımız daha bu hastalığa yakalanmış durumda. Doktorlar, biraz daha yer bildirimi yaptığı taktirde beyin ölümünün gerçekleşeceğini söylüyorlar. Hadi, her gün birimiz bu kızı gezmeye çıkartıyoruz. 1 haftada kısmı felçi gerçekleştiririz sanırım. Bu kızcağız, o kadar popülermiş ki, her gece farklı bir mekandan bizlere selam yolluyor. Ama yetmez, gerçekten yetmez güzelim. Ben artık senden şöyle tuvalete gidip, sıçarken bir yer bildiriminde bulunmanı bekliyorum. Mesela, Merve şu an -Klazöt'te sıçıyor'da. Veya, Ceren - Bacaklarım orman olmuş yeaa, vurucam ağdayı vurucam ağdayı'da, gibi, normalde görmemiz olağandışı olmayan, artık bu tür bildirimlere dahi psikolojik ve ruhen hazır hissettiğimiz ataklar bekliyorum bu kankitoşlardan. 

Bakın yarrack obama'lar, şayet biraz daha bu ısrarcı tavırla bu boku yemeye devam ederseniz, alayınızın ağzına sıçmaktan çekinmem. O yüzden, şimdi yavaşça o yer bildirimi seçeneğinden uzaklaşın ve geriye yaslanıp derin bir nefes alın. Ya da direkt bi camdan falan atlayın amına koyim, zor değil yani atlarken bildirimde bulunmak çok daha kolay hatta. Aksi taktirde, devlet atama bekleyen bütün öğretmenleri 'Psikolojik danışma servisleri'ne atamak zorunda kalacak. Ehh bıktım lan cidden.

                
                             

7 Aralık 2011 Çarşamba

Ciddiyetsizlik

O kadar sinirliyim ki, sormayın . Malumunuz 7 Aralık tarihini, sıfır hasar ile atlatmış bulunuyoruz. Söz konusu olan Illuminati'nin geri sayımından bahsediyorum. Hani, o üzerinde 425243 tane teori yürütülen, aslında kimsenin net olarak bir fikrinin olmamasına rağmen her kafadan garantisi verilircesine çıkan fikirlerin bu denli havada uçuştuğu o merakla beklenen günden bahsediyorum canlarım. O, sonunda büyük bir felaket veya koca bir fiyasko beklenen geri sayımı sonlandırdık bugün. Görünüşe bakılırsa, geri sayım sonrasında bir olay bekleyenlerin, bu olay karşısında sessiz kalanlardan daha büyük bir azınlık olduğu gerçeği ortadadır. Evet, 'somut' olarak bir faaliyet söz konsusu değil ancak şunu söyleyebilirim ki, 7 Aralık'ta aslında gerçekten büyük bir durum söz konusu edildi.

Illuminati.org resmi sitesi ile aylar öncesinden geri sayıma başlayan örgüt, geri sayımın sonlanmasına 2 gün kala resmi siteyi kapattı. Yerine ; 7december.org adında ki siteden geri sayımı devam ettirdi. Bunu yapmaları bile, sanal ortamda büyük bir kaos oluşmasına sebep oldu. Gelelim sonuca. Geri sayım sonrasında herkes büyük bir felaket veya terör saldırısı beklerken, örgüt sağ gösterip sol vurdu ve yeni bir not ile 30 gün sonrasına bir geri sayım daha başlattı. Hatta bu o kadar olay oldu ki, ülkemizin o eşsiz beyin gücüne sahip, lise tuvaletlerinde sürünen flozoflarının muhabbetlerine meze olacak kadar aşağılandı. İşte tam bu noktada, ülkemiz çük beyinli insanlarının hamurunda ki o bokluğu bir kez daha, iliklerime kadar hissettim. Geri sayımdan somut olarak bir sonuç ortaya çıkmaması sonucunda ; Twitter ve Facebook üzerinde, örgüt adına yapılan anaokul seviyesinde ki şakalaşmalar, geçilen taşşakların haddi hesabı yoktu. Hadi buna da birşey demiyeyim bari. Ulan iki gün önce Illuminati nedir diye sorsak ; 'O ne olum, yeniyo mu ?' gibi tepkiler verecek olan tiplerin bir an da örgüt ve geri sayım hakkında söyleyecek onca şeyinin olması, bana bu işin peşini bırakmam için baskı yapıyor resmen. Biz mi salaktıkta, aylardır araştırmamıza rağmen örgüt hakkında derinlemesine sonuçlara ulaşamadık. İnsanlarımızın bir an da konuya bu kadar hakim olabilmeleri aslında ne kadar ciddiyetsiz ve bir o kadar hayatlarını anlık yaşayan, iki ucu boklu değnekten başka birşey olmadıklarını bir kez daha gözler önüne serdiler. Çok öfkeliyim lan, bıraksanız ana avrat gidip, cinsel organlarını ellerine dahi verebilirim. Bu tür salaklıklara, cahilliklere karşı tahammül edemiyorum. Bir bakıma da alışkan olduğumuz bir konu aslında. Ülkemiz insanları herşeyi geç keşfedip, yıllardır üzerinde duruyormuşçasına bir imaj yaratmak konusunda o kadar başarılı ki, bu durum karşısında şaşırmak çok büyük bir yanlış olur esasen. Sikko geldiniz, sikko gideceksiniz mına koduklarım.

Gelelim geri sayım ve sonuçsuzluğuna. Aslında bu sonuçsuzluk, sadece görünenden ibaret. Bir de asıl olarak yaptıkları ve hatta üzerinde çoktan durdukları, planları zamansızca ilerlettikleri şu günlerde sadece 7 Aralık'a odaklanmak, bizim gibi konuya hakim olanlara yakışmaz Johnny Leşş'ler. Geri sayım sona erdiğinde, resmi sitede aynen şu yazıyı not ettiler ; ''UYAN İNSAN IRKI..İlk kale düştü ! Karanlık kapıyı çalıyor.  Biz hala uykuda mıyız !? Nihai geri sayım devam ediyor. Cosmos Kardeşleri yenebilecek güce hala sahibiz.  Son mum sönüyor. Şifreyi ise sadece bizden birisi anlayabilir''. Aslında bu not ile yeterince net değiller mi ? Şimdi, Dan Brown diyeceğim, onun 'Digital Kale' adlı kitabı diyeceğim ama bir çoğunuzun kitap okumak gibi bir kültüre sahip olmadığınızı bildiğim için açıklamak zorunda kalıyorum mına koyim. Neyse, Dan Brown diye bi yazar var. Brown, kitaplarında örgüt ve örgütün planları hakkında yeterince geniş bilgilere yer veriyor. Brown, Digital Kale adlı kitabında ise bir kuleden bahsediyor. Kule olarak nitelendirdiği ise Vatikan'ın ta kendisidir. Ve örgüt. Geri sayım sonucunda, yukarıda ki notlarında da açık açık dile getirdikleri gibi, 'ilk kule düştü' açıklaması ile yeterince yapacakları planı ifşa etmediler mi ? Malum, henüz örgüt temelleri yeni atılmaya başlandığında, Vatikan , örgüt başlarını teker teker Roma'dan şutlamıştı. İşte olay burda patlak veriyor. Adamlar o kadar hırslılar ki, 1500'lü yılların ortalarında, şu an dahil oldukları örgütün o zaman ki baş elemanlarının uğradığı ve gördüğü muamelenin hıncını günümüzde almaya karar vermiş gibiler. Bu elbette ki takiplerim ve elde ettiğim bilgilerin getirileri. Örgüt üyesi olaydım açık açık söylerdim nerenin ağzına sıçacağımızı mk. Neyse. Hepsi bir yana, mantıklı düşünüldüğünde de oklar bu yöne çıkabiliyor. Vatikan, katolik ve Hrıstiyanlığın tam olarak merkezi ve büyük bir güce sahip olduğundan mütevellit, Illuminati gibi, tüm dünyaya dinsizliği ve yozlaşmayı yaymak amaçlı iş gören bir örgütün otomatik olarak en büyük rakibi ve engeli oluyor. Düşünsenize, bugün Vatikan büyük bir saldırıyla karşı karşıya kaldığında, günümüzden itibaren gelecek olan nesillerin inanışlarına ait somut bir kaynak hiç bir şekilde olmayacak. Bunu söylüyorum çünkü, Hrıstiyanlık inanışının kitabı İncil ve birçok getirisi orada saklanıyor. Bu bile Vatikan'ın yok edilmesine rahatlıkla sebebiyet verebilir.

Illuminati'den bahsediyoruz sizi kaçak spermler. Yediğiniz, içtiğiniz, bağımlısı olduğunuz bir çok şey ve hatta yakalandığınız bir çok hastalığın arkasında, paraları paylaşamayan ve her gün biraz daha güçlenen o örgütten bahsediyoruz. Kasıtlı olarak, bugüne dair bir olay gerçekleştirmediklerine dair bir düşünceye kaçınız sahip oldunuz ? Hiç biriniz.. Yukarıda saydırdığım o örgütü sadece geri sayım ile tanıyan, yarrack obamalar topluluğunun bulunduğu cahil kesimi kendilerine çekip, popüleritelerini bir üst kademeye çıkartarak aslında tam olarak yapmaya hazırlandıkları eylemin temelini atmaya çalıştıklarını ve bugün, bunda son derece başarılı olduklarına dair kaç kişi mantık yürüttü ? Tabii ki hiç biriniz. Ciddi söylüyorum, midemi bulandırıyorsunuz. Dünyanın tam olarak büyük bir tehtit ile karşı karşıya kaldığı, huzurlu bir şekilde yaşayıp, güzel bir şekilde ölmek istemek yerine neden bu kadar siklemeyen bir tavır ve edalar içerisindesiniz, hiç anlam veremiyorum. Hayat sadece aşk, erkek, kız, sex ve eğlenceden ibaret değildir. Ulan şu klişeyi bile bana söylettiniz ya, derhal siktir olup gidin. Eğer bu tür konular hakkında konuşup, fikir yürütmek istiyorsanız ciddi ve detaylı bir şekilde araştırmada bulunmanızı şiddetle öneriyorum. Hatta önermiyorum lan, emrediyorum. Aksi taktirde, ortaya koyduğunuz tezler ve yürüttüğünüz fikirlerle boğuşamıyoruz.

                                        

              Şimdi, yakın bir sigara ve işe koyulun. Ya da bir ömür boyu kesin sesinizi..